Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfı Kurucu Başkanı Büyükelçi Günay Efendiyeva, Vakıf bünyesindeki faaliyetlerle Türk devletleri arasındaki kültürel ve manevi ilişkileri güçlendirmeyi, onları birbirine daha da yakınlaştırmayı ve geliştirmeyi amaçladıklarını belirterek kültürel diplomasiyle başka devletlerle işbirliği sağladıklarını ve Türk kültürel mirasının tanıtılmasında da rol oynadıklarını söyledi.
Türk Devletleri Teşkilatından (TDT) yapılan açıklamaya göre, Efendiyeva, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfının kuruluş süreci, amacı, üye devletler ve vakfın faaliyetleri hakkında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfındaki başkanlık görevini, dönem başkanı olarak atanan eski Kazakistan Kültür Bakanı Aktotı Raimkulova’ya kasımda devreden Efendiyeva, 8 yıldır vakıf faaliyetleri kapsamında Türk dünyasının kültürünü, sanatını ve tarihini araştırmak, Türk devlet ve halkları arasındaki kültürel ilişkileri geliştirmek için çalışıyor.
Efendiyeva, Vakfın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in teşebbüsü; Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye devlet başkanlarının desteğiyle kurulduğunu belirterek 15 Ekim 2019’da Bakü’de düzenlenen TDT (o dönemki adıyla Türk Keneşi) Zirvesi’nde, Özbekistan’ın teşkilata üye, Macaristan’ın vakfa “gözlemci” ülke olduğunu dile getirdi.
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin ortak kararıyla 8 yıl önce Astana’da vakfın ilk başkanı olarak atandığını aktaran Efendiyeva, “Türk dünyasının kadim kültürünü tanıtmak, köklerimizi, geleneklerimizi ortaya çıkarmak ve Türk halklarını birbirine yakınlaştırmak amacıyla oluşturulan, yeni bir uluslararası teşkilatın kurulması ve faaliyete başlamasıyla büyük bir sorumluluk gerektiren bu görevi üstlenmiş oldum.” dedi.
Günay Efendiyeva, vakfın geniş kapsamlı ve prestijli etkinliklerde temsil olunan, nüfuzlu, tam hukuklu uluslararası bir teşkilat olarak faaliyetlerini başarı ile yaptığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Biz Türk devletleri arasındaki kültürel ve manevi ilişkileri güçlendirmek, onları birbirine daha da yakınlaştırmak ve geliştirmek gibi önemli görevlerin yanı sıra kültürel diplomasi yoluyla başka devletlerle de ilişkiler kurarak işbirliği sağladık. Bu, kadim ve zengin Türk kültürel mirasının tanıtılmasında önemli bir rol oynadı.”
Cumhurbaşkanı Aliyev’in talimatıyla vakıf için ayrılmış binanın tamir edildiğini ve bunun vakfın faaliyetine verilen önemin göstergesi olduğunu kaydeden Efendiyeva, çalışmalarında Haydar Aliyev Vakfının zengin tecrübesi ve Vakfın Başkanı Mihriban Aliyeva’nın büyük bir vatanseverlikle yürüttüğü uluslararası faaliyetlerin önem arz ettiğine dikkati çekti.
Efendiyeva, kültürel diplomasinin edebiyat, müzik, sanat ve diğer benzeri manevi kavramların “dili” ile uluslararası diyaloğun ve halklar arası iletişimin güçlendirilmesi olduğunu belirterek halkların milli ruhlarını ve kimliklerini birbirleriyle paylaştıklarını ve böylece beşeri değerlerin ön plana çıktığını, ortaklıkların hissedildiğini, karşılıklı anlayış ve sempati oluştuğunu, manevi sınırların aşıldığını, ülkeler arasında münasebetlerin derinleşmesini ve uluslararası işbirliklerini etkilediğini söyledi.
Karabağ konusunda da faaliyetler düzenlendi
Günay Efendiyeva, bir Azerbaycanlı olarak Karabağ konusunun kendisini mutlu ettiğini dile getirerek, 3 yıl önce Cumhurbaşkanı Aliyev’in önderliğinde, Azerbaycan ordusunun işgal altındaki toprakları kurtararak tarihi adaleti yeniden sağladığının altını çizdi.
Vakıfta, Karabağ ile ilgili projeler de yapmaya başlayabildiklerini anlatan Efendiyeva, bizzat sürece katıldıklarını ve işgalden kurtarılan şehirleri, köyleri büyükelçiler ve kordiplomatik temsilcilerle ziyaret ettiklerini belirtti.
Efendiyeva, bu tarihte Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olmasının mevcut kardeşliğin, birbirine bağlılığın simgesi olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Aslında bu büyük zaferin, tüm Türk devletlerini hem manevi hem de miras açısından birleştirdiğini kesin olarak söyleyebilirim. İkinci Karabağ Savaşı sırasında, Karabağ hakkındaki gerçekleri üye devletlere, işbirliği yaptığımız yabancı ülkelere ve aynı zamanda dünyaya aktarmak için beyanatlarda bulunduk. Karabağ’daki kültürel abidelerle, onlara haince verilen büyük zararlarla, tarihi sözleşmelerle ilgili kitaplar yayınladık.”
Şuşa: 2023 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti
Vakfın, Azerbaycan’ın Şuşa şehrinin “2023 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti” ilan edilmesi münasebetiyle 2022’de Bursa’da “Şuşa Günleri” düzenlenmesi teşebbüsünde bulunduğunu belirten Efendiyeva, bunun, TDT Semerkant Zirvesi’nde devlet başkanlarınca kabul edilen ve imzalanan bildiride de aksettirildiğini söyledi.
Efendiyeva, “Şuşa Günleri”nin çeşitli programları kapsayan büyük bir proje olduğunu aktararak edebiyat, tiyatro, film, müzik, fotoğrafçılık, milli giyim sanatı gibi kültürün birçok alanının ihtiva edildiğini dile getirdi.
Projeler sayesinde Şuşa’nın tarihi mirasının ve Karabağ’ın kültür ve sanatının kapsamlı şekilde gösterildiğini ifade eden Efendiyeva, Türk dünyasının farklı şehirlerinde, Bursa, Taşkent, Astana, Türkistan’ın yanı sıra Budapeşte’de Şuşa şehrine adanmış etkinlikler düzenlendiğini belirtti.
Haydar Aliyev’e ilişkin etkinlikler düzenlendi
Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yılının Azerbaycan ve pek çok ülkede coşkuyla kutlandığını belirten Günay Efendiyeva, bu kapsamda uluslararası düzeyde çeşitli proje ve etkinlikler düzenlediklerini anlattı.
Efendiyeva, Aliyev’in Türk dünyası için yaptığı hizmetleri ve onun mirasını farklı ülkelerde daha fazla tanıtmak yönünde faaliyetler gösterdiklerini ifade ederek Türk Akademisi ile işbirliği çerçevesinde Kazakistan Milli Akademik Kütüphanesi’nde “Haydar Aliyev ve Türk Dünyası” adlı uluslararası konferans düzenlediklerini anımsattı.
Bu yıl Avrupa’nın Budapeşte, Bern ve Lahey şehirlerinde Aliyev’in hatırasını anmak maksadıyla Vakıf himayesinde oluşturulan “Yedi Güzel” müzik grubunun konserler düzenlediğini söyleyen Efendiyeva, Aliyev’in 100. doğum yılına ilişkin “Haydar Aliyev ve Türk Kültür Mirası” adlı geniş kapsamlı bir kitap hazırladıklarını bildirdi.
Üye ülkelere ilişkin etkinlikler de yapıldı
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı kapsamında Efendiyeva, İstanbul’da Milli Saraylar Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde “Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu’nda 19. Yüzyıl Türk Dünyasının Kültür Mirası” adlı bir sergi düzenlediklerini anlatarak sergide Vakfın Büyük Osmanlı dönemine ait Yıldız Sarayı arşivlerinden seçtiği, Türk Dünyası’nın ortak mirasını, mimarisini, milli giyimlerini ve birçok diğer unsurları kapsayan fotoğrafların yer aldığını ifade etti.
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle “Tek Yürek” sloganıyla depremden etkilenen insanlara yardım etmek için çeşitli projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Büyükelçi Günay Efendiyeva, Türk dayanışmasının muazzam gücüyle el ele, maddi ve manevi destek vererek tüm zorlukları birlikte aştığını göstermeyi amaçladıklarını dile getirdi.
Efendiyeva, Kırgızistan’ın dünyaca ünlü yazarı Cengiz Aytmatov’un doğumunun 95. yılının kutlanmasına ilişkin Vakıf olarak birçok edebi ve kültürel projeler hayata geçirdiklerini ve Bakü Belediye Tiyatrosu ile işbirliği çerçevesinde yazarın “Ana Tarla” adlı romanının sahnelendiğini anlattı.
Türk dünyasının zengin mirasının, uluslararası düzeyde tanıtılmasına yönelik yayın projelerinin hayata geçirilmesinin Vakfın temel faaliyet alanlarından olduğuna değinen Efendiyeva, konferanslar, yuvarlak masa toplantıları, sergiler, konserler gibi birçok farklı etkinlik de düzenlediklerini söyledi.
Efendiyeva, Türk dünyasının maddi ve manevi değerlerinin tanıtılmasına yönelik çok sayıda proje hayata geçirdiklerini aktararak Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika olmak üzere farklı kıtalar, ülkeler ve dillerde Türk dünyasının büyük şahsiyetlerinin yıl dönümlerini çeşitli etkinliklerle kutladıklarını kaydetti.
Vakfın faaliyetleri kapsamında eğitim konusuna da değinen Efendiyeva hem üye ülkelerin hem de diğer birçok yabancı ülkelerin üniversiteleriyle mutabakatlar imzaladıklarını ve çeşitli ortak projeleri hayata geçirmeye başladıklarını belirtti.
Türk tarihinin tanıtılması
Efendiyeva, Türk tarihiyle ilgili de büyük projeler yaptıklarını ifade ederek Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde petroglifler, tamgalar ve runik işaretler gibi eski Türk yazılarına dair sergi düzenlediklerini söyledi.
Bu sergide, Türk Dünyasının tanınmış sanat ustalarının eski Türk yazı ve sembollerinin taş ve seramik üzerine, sanatsal oymalarından ibaret çeşitli el sanatları örneklerinin bulunduğunu ve tarihi işaretlerle ilgili dersler verildiğini anlatan Efendiyeva, bu yıl Bakü’de, Türk Akademisi ve UNESCO Azerbaycan ve Türkiye Milli Komisyonları ile Eski Türk yazısının okunmasının 130. yılına adanan uluslararası konferans düzenlendiğini anımsattı.
Efendiyeva, “Türk devletleri Büyük İpek Yolu üzerinde” adlı büyük ölçekli projede, Türk devletlerini birleştiren Büyük İpek Yolu konusu etrafında müzakereler yapıldığını belirterek proje kapsamında Azerbaycan’ın tanınmış bilim insanlarınca hazırlanan “Azerbaycan İpek Yolu üzerinde” adlı akademik kitabın da yayımlandığını söyledi.
Sadece Türk devletleriyle değil, Litvanya’da yaşayan az sayıda Tatar ve Karaimler, Polonya ve Romanya Tatarları ile Moldova’da yaşayan Gagavuzlar gibi Türk kökenli halklarla münasebetler kurarak işbirliğini de genişlettiklerini kaydeden Efendiyeva, “Türk Dünyası 2040 Vizyonu” çerçevesinde sorumluluğu vakfa verilen Türk kültür mirasının korunmasına ilişkin sözleşmeyi de hazırlamaya başladıklarını söyledi.
Kazakistan’ın dönem başkanlığı
Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfının başkanının, teşkilata üye ülkelerin devlet başkanlarınca 4 yıllığına atandığını belirten Efendiyeva, sadece vakfın kurucu başkanının bir dahaki 4 yıllık dönemde yeniden bu göreve seçilebileceğini ve bundan dolayı kendisinin teşkilatın başkanlığını 8 yıl icra ettiğini söyledi.
Efendiyeva, vakfın dönem başkanlığı sırasının Kazakistan’da olduğuna işaret ederek yeni dönemde başkanlığı yürütecek Raimkulova’ya başarı diledi.
Raimkulova’nun yönetiminde de Vakıfın yeni başarılı hizmetlere imza atacağına inandığını dile getiren Efendiyeva, 8 yıl boyunca Türk dünyası kültürüne hizmet edebilmenin mutluluğunu yaşadığını ve bir Azerbaycanlı kadın olarak, Uluslararası Türk Kültür ve Miras Vakfının ve genel olarak uluslararası bir teşkilatın ilk başkanı olarak ne yaptıysa, sevgiyle ve gönülden yaptığını kaydetti.